31 Ekim 2018 Ahmet Kolkoparan Eski Kent Fotoğrafları Okuma
VIII etkinlik çözümlemesi
Ahmet Kolkoparan: İkinci serimizin ilk programına hepiniz
hoş geldiniz. Bugün özellikle savaş
İşgal yılları konusu
üzerine 4 klasör oluşturdum. İzninizle savaşın izleri klasörümüz ile
başlayalım.
Ahmet Kolkoparan: Bu fotoğrafta görünen Kurşunlu Cami,
hemen arka tarafındaki sokaktan çekilmiş bir fotoğraf. Cami'nin bize doğru
bakan tarafında mezar taşları görünmekte belki de zamanla o taşlar taşınmış
olabilir.
Ahmet Kolkoparan: Çimenlik Kalesi'nde savaşın hemen ardından
çekilmiş bir fotoğraf. Hasar olduğu gibi duruyor özellikle caminin çatısından
belli oluyor. Minare zarar görmesin diye hasarı temizleniyor, muhtemelen 1916
tarihli bir fotoğraf.
Bu da pek bilinmeyen bir fotoğraf ve ilginç bir yerden.
Bugün ayakta olmayan, Nedime Hanım Mektebi'nin hemen yan tarafında olan Dizdar
Cami'nin minaresinden çekilmiş. Solda dönemin Efrad okulu binaları görülüyor.
Fotoğrafın kapsadığı alan şu anki görüntüsünden çok daha farklı.
İlginç bir fotoğraf aslında sıra ile 3 tane fotoğraf
göstereceğim, daha net seçilsin diye üçe böldüm. Çimenlik Kalesi'nin
Çanakkale'ye bakan surlarından çekilmiş. Sağda Fatih Cami görülmektedir. Fatih
Cami'nin arkasından günümüzdeki Öğretmen evi görülmektedir. Sol tarafında ise
Cumhuriyet Meydanı'nda o dönem bulunan Müslüman mezarlığının kapısı gözüküyor. Arka
tarafta Hastane Bayırı bile gözüküyor zaten yamaç bomboş. Ağaçlık olarak
gözüken alan şimdiki Halk Bahçesinin olduğu yer.
Bugün askerlik şubesinin hemen ön tarafında Atatürk
Caddesi'ni de kapsayan yerdeki bina Rum Kilisesi, Kurşunlu Camii ve İstiklal
İlkokulu'nu eski adıyla Rum Kız Mektebi'ni de görüyoruz.
Sıkça görülmeyen bir manzara. Çimenlik Kalesi'nden
Sarıçay'ın devamı, yakın geçmişin Harmanlık Mahallesi, eski kentlilerin buralar
zamanında bataklıkmış dediği yerler.Görünen iki katlı yapı çiftlik evi tarzında
bir yapı olabileceğini düşünüyorum. Var olan çadırlar ise işgal dönemindeki
işgal askerlerinin çadırları diyebiliriz.
Bu da nadide bir fotoğraf ben ilk kez gördüm sizlerin de ilk
kez gördüğünü düşünüyorum. Aslan Abla sokak civarından çekilmiş bir fotoğraf.
Sokak ismi vererek tanımlama yapıyoruz ama o dönemlerde her yer yıkıntı olduğu
için her hangi bir yıkıntının üzerine çıkılarak da çekilmiş olabilir. Bacaların
ayakta olduğunu görüyoruz, bu bölgede savaşın en hararetli zamanlarında yangın
çıktı. Muhtemelen evler ahşap olduğu için yanarken sadece evlerin taş olan
bacaları kalmış.
Bu da yine Çimenlik Kalesinden net tarihi 1922-1923 olan
bir fotoğraf. Az önce Dizdar Cami'sinin minaresinden çekilmiş bir fotoğraf
göstermiştim, Dizdar Camisi burası, Nedime Hanım Mektebi'ni de görüyoruz. Cami
sonraki yıllarda yıkılıyor. Nedime Hanım Mektebi'nin yan karşısında Ermeni
Kilisesi ve Sarıçay boyundaki ağaçları görüyoruz.
Diğer klasörümüz işgal yıllarındaki fotoğraflardan olmuş bir
klasör. Chanak ibaresini gördüğünüz anda anlamalısınız ki o fotoğraf işgal yıllarında çekilmiştir. Türkler Kale-i Sultaniye olarak
kullanıyorlar. Kale i Sultaniye padişahı anımsatan bir isim olduğu için onu
yıkmak istemiyorlar. 1840'lardan itibaren genel olarak İngilizlerde Chanak
ismini görüyoruz.
Dardanelles boğazın iki kenarını ifade etmek için
kullanılıyor. Eceabat da Dardanelles olarak kullanılıyor. Chanak ismi
Malezya'da da var, Dardanelles ismi ise Amerika'da da, bazen karıştırmalar
olabiliyor. Daha ilginç bir şey söylemem gerekirse geçtiğimiz günlerde bir
fotoğraf beni yanılttı. Sonrasında altındaki bir ibare dikkatimi çekti.
Adriyatik denizinin tam Akdeniz'e çıkarken olan noktasına da zamanında yabancılar
Dardanelles demiş. Boğazı kapsayacak şekilde kullanmışlar.
Bu fotoğrafta görülen en belirgin mekan Fransız Katolik
Kilisesi, yeri şu anda Vakıf İş Hanının olduğu yer. Denizde görülen iskele
ayaklarını, 1900'lerin başında görülen bir fotoğrafta iskelenin tamamını
görebiliyoruz.
Cumhuriyet Okulu işgal döneminden,1922 tarihli bir fotoğraf.
İngilizler kısa süreli karargah olarak kullanmışlar.
Az önce gördüğümüz okulun ön tarafından bir fotoğraf.
Fotoğrafları analiz ederken bazı detayları akılda tutmak lazım. Bunun ön
tarafındaki beton zemin seçilebiliyor. Bazı fotoğraflarda beton zemin yok. Bunu
dahi aklınızda tutmak tarih saptaması yaparken işinize yarıyor.
Çanakkalelilerin Tatarlar Camisi olarak bildiği Kayserili
Ahmet Paşa Cami, Küçük Köprü yok, çay kenarındaki genişliğini görüyoruz. Sağ
tarafta caminin minaresi yıkılmış, sol tarafında bugün Kuran Kursu olarak
kullanılan binayı bugünkü haline çok benzer bir şekilde görüyoruz. Çay
kıyısının oldukça geniş olması dikkat çekici.
Posta binasının bu kadar net bir şekilde gözüken başka bir fotoğrafını bulmak epey zordur.. Soldaki ağaç yıllar sonraki fotoğraflarda daha da büyümüş olarak karşımıza çıkıyor.
Bu sokak Yalı Cami'nin önündeki sokağa tekabül ediyor. İlk
başlarda neresi olduğuna dair epey düşündüm. Üst kattaki pencere stillerinin
hala daha korunduğunu görüyoruz. Fotoğrafta işgal askerlerini görmediğimiz için
savaş yılları sonrası ya da öncesi olarak düşünebiliriz.
Bu fotoğrafın diğer fotoğrafın çekildiği yerden 90 derece
dönerek çekilmiş olabileceğini düşünüyorum. Fotoğrafta görülen yerde şu anda
market var, bilindiği üzere köşesi kesik olarak bir bina var ama o yıllarda
böyle bir kesiklik göremiyoruz.
İşgal yıllarında Fransız askerlerinin şehre girişi, bugünkü
Pazar yerinin orası, bildiğimiz set boyu. Bakış açısı olarak bizden tarafın
Pazar yeri olduğunu düşünürsek muhtemelen arkamızı denize alarak çekilmiş bir
fotoğraf. Bu kadar yoğun ağaçların olduğu yer ise bugünkü kantarlar bölgesinin
orası diye düşünüyorum. Tabi o zaman düşünebiliriz ki Fransızlar nereden giriş
yaptılar, nereden geliyorlar?
Arkada görünen Cumhuriyet Okulu, askerler eski devlet
hastanesinin bulunduğu alanda eğitim yapıyorlar.
Bu fotoğraf da yine tespiti zorlaştıran bir fotoğraftır.
Kayserili Ahmet Paşa Caddesi, sağda bugünkü Çanakkale Evi, belli belirsiz
görünen yer Çiftlik Market'in bulunduğu bina, tam arkada çatısının bir kısmı
görünen yer ise Calvert Yalısı. Daha sonrasında Halk Evi olarak kullanılacak
olan binayı görüyoruz. 1932 haritasında ve Halk Evi tabelasının olduğu
fotoğrafı biliyoruz. Bazı kişiler yaşadıkları dönemi baz alarak değerlendirme
yapıyorlar fakat değişimi yok saymamak lazım. Çanakkale, ilginçtir ki 1890'lı yıllardan sonra inanılmaz
mimari değişimler geçiriyor..Bu sokak o zamanlar Calvert yalısının
arka bahçesi ve özel alan olduğu için kapalı.
O zamanlardan beri kıyıya yapılaşma mı var?
O zamanlar köyden büyük, kasabavari bir yer. Savaştan sonra
revaçta bir yer olmaya başlıyor, göç almaya başlıyor. Öyle olunca yeni yollar,
yeni mahalleler yapmak lazım, bununla beraber değişim başlıyor. 1880'lerde ya
da 1890'larda bugünkü Halk Bahçesi'nden Necip Paşa Camisi'ne kadar hiçbir şey
yok. 1900'lü yıllardan sonra ufak ufak binalar yapılmaya başlıyor. Bugün Piri
Reis Müzesi olarak kullanılan eskilerin Sahil Sıhhiye binasının yapım tarihi
1902, binanın yerine başka bir binanın olduğu fotoğraflar da var. Fotoğrafın
tarihi 1897 ile 1903 arası olarak tarihlendirilmiş.
Bu fotoğraf ilk kez karşımızda, yine az önce göstermiş
olduğumuz nokta. Çiftlik Market'in önündeki bir çeşmeden bahsetmiştim işte o
çeşmeyi görüyoruz. Elde ettiğim bilgilere göre 1930'lu yıllara kadar orada
çeşme duruyor. Fotoğrafta gördüğümüz İskoç birliğinin bando takımı.
Bu fotoğrafta da bir önceki fotoğraftaki bando takımının
nereye gittiğini görüyoruz. İskele Meydanı'ndan Saat Kulesi meydanına giriş
yapıyorlar. Şu anda iskele meydanını görmektesiniz. Burası şeklen değişime
uğraşmış. Yan tarafta İngiliz Eczanesini görüyoruz. Buradan da muhtemelen
Çimenlik Kalesi'ne gidiyorlar.
Mimari değişim mübadele yıllarından sonra daha da mı
artıyor?
Tabi, onların kültürüne göre bir mimari varken daha çok
bizim kültürümüze uygun evler yapılmaya başlanıyor.
Neresi olduğunu tahmin eden olur mu acaba? Burası yüzde yüz
Çanakkale bölgesinden çekilmiş bir fotoğraf. Burası Gazi İlkokulunun hemen
karşısı,görülen siyah karartı Anadolu Mecidiye tabyası, 18 Mart 1915 yazısı da
gözüküyor. İki değirmenin olduğu yer otopark ile eski Merkez Ortaokulunun
olduğu yere tekabül ediyor. Tam olarak Orman İşletme Lojmanlarının olduğu yer diyebiliriz. Çekildiği tarih 1900'lü
yılların ilk beş yılına denk geliyor. Görüldüğü üzere o zamanlar tarım arazisi olarak kullanılıyor.
Bu fotoğrafta İskele Meydanına bugünkü ÇOMÜ binasının
balkonundan bakıyorsunuz. Beyaz binanın olduğu yer bugün arabalı vapura binilen
yer. Görmüş olduğunuz sokağın adı İskele sokak olarak geçiyor. Bugünkü Polis
evine doğru çıkan bir sokak var. Burada en az 4 ya da 5 adet günümüze kalmayan,
yok olmuş sokak var. Arkada görülen yer Hastane Bayırı. Fotoğrafın üstünde Çanakkale'den fotoğraf alıp bunlardan kartpostal hazırlayıp
gemilere satan kişilerden birinin klişesi yer alıyor. 1840'lı yıllarda
Osmanlı'ya fotoğraf gelince özellikle yabancı uyruklulardan, levantenlerden ya
da dışarıdan gelen fotoğraf eğitimi almış kişiler II. Abdülhamit'in fotoğrafa olan
ilgisinden dolayı çalışma imkanı buluyorlar. Bu imkan iyi ki bulunmuş ki o
döneme ait fotoğraflar bize ulaşıyor. Yoksa sadece işgal döneminde çekilmiş
fotoğrafları görebilirdik. Bu da Ermeni asıllı bir Fransızın Çanakkale
fotoğraflarından hazırlamış olduğu bir fotoğraf. Bina aslında birçok Çanakkale
fotoğrafına görünen bir bina. Ancak bir türlü yeri tespit edilememişti ama
hepsini bir araya getirerek bugünkü yerini tespit edebildik. Deniz Bankın ön
tarafı şu anda Manolya ağacının olduğu yerlere tekabül ediyor.
1915 yılında uçaktan çekilmiş bir Çanakkale fotoğrafı,
Çanakkale, Atatürk Caddesi'nden Cumhuriyet Meydanı'na doğru ve Sarıçay ile
sınırlı bir alan içerisinde oluşmuş.
O yıllarda herhalde yine bir okul olsa gerek ama bahçesinin
intizamlı olması bizi düşündürüyor. Sonraki yıllarda aynı manzara ile
karşılaşmıyoruz. 1890'lı yıllardaki Öğretmenevi binasıdır. Kemal amcamız bu
binanın özel mülk olduğundan bahsetmişti. Hatta İngiliz ismiyle andı. Bu
fotoğraf ise Orta Mektep olarak kullanıldığı zamanlardan kalmadır.
Bu da ilginç bir fotoğraf. Bu fotoğraf 1890'lı yıllarda çekilmiş. Görmüş olduğunuz Fransız Kilisesi fakat bazı kayıtlarda kilisenin
1890'lı yıllarda onarım geçirdiği yazar ona mı denk geliyor yoksa ilk çan
kulesinin inşası mı? Onun da 1890'larda inşa edildiğini biliyoruz. 1890'lara
kadar gizli saklı ibadet edilirken 1890'lı yıllarda padişahtan alınan özel
izinle kilise inşa ediliyor. Belki de o yıllara ait ve görülen kule de o izinle
inşa ediliyor.
Bu fotoğrafın 1912 öncesinden olma olduğu kesin bunun
nereden anlıyoruz diye soracak olursanız, Saat Kulesi'nin 1912 öncesi halini
görüyoruz. Deprem daha gerçekleşmemiş ve yıkılmamış. Genelde bu rıhtımda daha
çok iskele ve gemilerin yanaşacağı alanlar söz konusu. Savaşta diğer tarafa
kayıyor. Savaş döneminde İngilizler bugünkü Truva Atı ile Necip Paşa Camisinin
arasına iskeleler kurarak orayı kullanıyorlar.
Fotoğraf epey bakımsız ve kötü durumdadır.
Ahmet Kolkoparan: 1890'lı yılların sonları ya da 1900'lü yılların hemen başı
olduğunu düşünüyorum. İkisi arasında kıyaslama yapacak olursak beyaz bina
ikisinde de görülürken önü biraz daha karmaşık biraz daha kalabalık görünüyor. Fotoğrafın
en sağı Donanma Çay Bahçesi'nin olduğu yer. En solda ise Calvert Yalısı
görünmektedir. Sahili kullanma alışkanlığının çok daha eskilerden geldiğini
düşünüyorum. Şehrin oluşumu önce kalenin arkasında başlıyor, bugünkü Ermeni
Kilisesi'ne kadar uzanıyor, daha sonra yan tarafa kayıyor. İlk oluşum esnasında
haliyle Çimenlik Kalesi'nin içerisindeki iskeleler yetersiz gelince, Levanten
sistemi gelmeye başlayınca dışarı kayması icap ediyor. Kaleye en yakın bölge
burasıdır.
Fethi Çağlar Turhanlı: Kıyı boyunca yapılanma elçilik,
konsolosluk ile alakalı bir durum.
Ahmet Kolkoparan: Kale etrafında çoğalacağız düşüncesi 1890'lara kadar devam
ettiği için bu gelişimi görüyoruz. Savaştan sonra sahilin iç kesimlerine de
giriliyor. 1930'lara kadar Halk Bahçesi'nden bugünkü üniversitenin olduğu alana
kadar boşluk var. İnsanlar kendisini kaleden uzaklaştıkça güvensiz hissediyor.
Daha sonrasında düşünce değişiyor ve insanlar Çanakkale'yi tüm alanıyla
kullanmaya başlıyorlar.
Bir sonraki, Kasım ayındaki etkinliğimizde bazı yanlış
bilgilerin doğrusunu göreceğimizi ümit ediyorum. İspatlarıyla bir yanlışı düzeltmeye
çalışacağız.